Sayfalar

5 Ocak 2013 Cumartesi

Gençlerbirliği Deplase



     Üniversite için ülkenin çeşitli yerlerinden kopup gelen, bu acı tatlı yılları gurbette geçiren herkesin çektiği bir özlem vardır: Aile… En zor zamanlarında, onlardan ayrı kalmanın eksikliğini daha çok hissedersin. Bir yanın hep yarımmış gibi, bazen bir ses, bazen bir bakış ararsın çevrende. Yeni bir çevre, yeni arkadaşlıklar edinmek de kolay değildir. Zamanla belki aradığını bile bulamazsın. O vakit, biraz daha ağır gelir yaşamak bu genç yaşında. Bazense, seni anlayacak, en az ailen kadar yakın, onlar kadar sıcakkanlı insanların olduğu bir yere düşer yolun. İlk günden sahiplenirler seni, sanki kendileriymişcesine. Bizler de herhalde, bu şanslı insanlar arasında yer alıyoruz. İzmir’deki UNI ailesi olarak, en zor zamanlarımızda, olmaz denileni oldurmak için biraraya gelmiş gibiyiz. Ege UNI ve Yaşar UNI ile birlikte omuz omuza vererek, yolları bariyerlere çarpa çarpa da olsa geride bırakıyoruz.

     19 Ekim’de de yolumuz Ankara’ya düştü. Bornova metro durağından başlayan yolculuk boyunca, evinden börek getiren de, makaranın kralına maruz kalan da, kutsal kitap yutmuş çocuk da vardı :) Ankara’ya varınca rotamız öncelikle Anıtkabir’di. Ata’mızı ziyaret ettikten sonra, kahvaltı için yer araştırmasına giriştik. Şurası kapalıdır, orası pahalıdır derken, bi yer bulup karnımızı da doyurduk. Maç saatine kadar beklemeye almıştık artık kendimizi.

     Stadda yerimizi aldıktan sonra da, üzerimize düşeni yapmak adına var gücümüzle bağırıyorduk: “Bizim için gençlere de koyyy, Cimbom koy….” Maçı getirecek beste buydu belki de. Ne yapsak olmadı, 1 puanla ayrılıyorduk Ankara’dan.

     Dönüşte yine yorgun, uykusuz ve aç bir şekilde sızmıştık otobüste. Sevdamızdan bir şey eksilmeden, yine omuz omuza vererek dönüyorduk İzmir’e. Beklemedeydik, bir sonraki buluşmaya kadar…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder