Sayfalar

21 Şubat 2013 Perşembe

Hamit Altıntop

     Uzun zamandır yazma gerekliliği vardı Hamit için aslında. Kısmet bu vakteymiş. Sabır taşı çatladı artık. Biraz düşünelim Hamit hakkında...


     Şimdi biz burda Hamit'in kariyerini anlatacak değiliz uzun uzun.Yorumcu ya da gazeteciliğe soyunacak halimiz yok. Zaten kariyerinin tartışılacak hali de yok. Schalke, Bayern Münih ve Real Madirid gibi takımlarda oynamayı başarmış bu adam. "Real'den kovuldu yeaa" diyenler için de; oradan kovulmak için, önce oraya gitmiş olmak lazım güzel kardeşim bilmem farkında mısın ?

     Elimizi vicdanımıza koyalım; bu adam hangi maça çıktığında tavır yaptı, hangi maçta oynamak istemedi ? Tribüne, takım arkadaşlarına, hocasına en ufak bir saygısızlığı oldu mu ?

     Evet, adam atamıyor. Sene başından beri kaç topu direkten döndü, kaç pozisyonu harcadı biz saymıyoruz artık. Tek bildiğimiz şey, Hamit'in sahaya çıktığında son damlasına kadar terini akıtacağı... Gerisi olur ya da olmaz. Bizim için bunun bir önemi yok. Evet golleri kaçırdıkça üzülüyoruz. Ahhlar vahhlar çekiyoruz. Ama biliyoruz ki; o mücadele ediyor, formasının hakkını veriyor.

     Son sözümüz; tribünde, tv başında, o top kaybettikçe, hata yaptıkça homurdanan, hatta ona küfreden insanlara !

     Ulan dangalak !  Bilmem farkındamısın ama sahadaki Galatasaray'ın futbolcusu. Hani gol olunca sevindiğin, uğruna ölürüz, seviyoruz dediğin takımın futbolcusu. Sen, Galatasaray'ın başarısıyla kendine pay çıkaracaksın diye, Hamit gol kaçırdığında küfredeceksen, sen gelme kardeşim maça, sen Galatasaray'ı izleme. Bırak, Galatasaray; ona gönül verenlere, sahada futbolcusu ter akıttığında onunla gurur duymasını bilen, uğruna hayatını adadığı insanlara kalsın.

     Senin başarıya endeksli gönül bağına ihtiyacı yok kimsenin. Sen git, eczacıbaşı tut, efes tut, tut amk başka bişey tut, ama Galatasaray'ı tutma. Galatasaray tutulmaz zaten. Ya vardır gönlünde ya da yoktur.





Yürüyedur Aslan'ım !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder