Sayfalar

23 Ocak 2012 Pazartesi

Karşıyaka-Galatasaray'ımız A2




     Finallerin bitmesiyle birlikte üstümüzden büyük bir yük kalkmıştı. Bir aylık uzun bir tatil sürecine girmiş, hem biraz dinlenmek hem de sevdiklerimizle özlem gidermek için kimimiz memleketine dönmüş, kimimiz de İzmir'de kalmayı tercih etmişti. Takvimler 16 Ocak'ı gösterdiğinde ise bizlerin yolu İzmir'in ilçesi Kemalpaşa'ya düşüyordu. A2 takımımızın Karşıyaka ile yapacağı maç için görevimizi yerine getirmek üzere yola çıktık. Yola çıkarken kafamızda bir takım soru işaretleri vardı tabii: Karşıyaka ile oynamamıza rağmen maçın Kemalpaşa'da olması bizler için tam bir muammaydı. Bir buçuk saat süren kısa (!) yolculuğun ardından stada geldiğimizde ise gördüğümüz şey, tek tribünlü bir saha ve etrafındaki çalılıklardı. Görünen o ki, güzel memleketimizdeki futbol sevgisi (!) yurdun en ücra köşelerine bile nüfuz etmişti. Maç saatini beklerken biraz kayıntı için en yakın markete yaklaşık 1 kilometre yürümemiz ise bizleri oldukça zorlamıştı. Soğuk havanın etkisini biraz olsun kırmak, biraz da neşelenmek için hem yürüyor hem de yol boyunca maça hazırlık baabında besteler söylüyorduk.  Galatasaray sevgisi bizleri bu soğuk kış günlerinde, bu ufak beldeye sürüklemişti. her şeye rağmen mutluyduk, Sarı-Kırmızı bir gündü bizim için 16 Ocak. Daha ne olsun !



     Maç saatinin yaklaşması ve takımımızın stada gelmesi ile bizler de ufak ufak tribündeki yerlerimizi aldık. Sahada mücadele edenler genç arkadaşlarımız olmasına rağmen sanki Süper ligden bir maç izlermişcesine kıran kırana geçiyordu karşılaşma. Hakem de biraz göz yumuyordu bu sertliğe. İzmir takımlarının bu İstanbul nefreti genç takımların mücadelesine bile sıçramıştı, hayret ? İkinci yarının başlarında gelen  Karşıyaka’nın golü ile takımımız geriye düşmesine rağmen, mücadeleyi bırakmadı ve 80. dakikada Ozan Arif’in attığı gol ile beraberliği yakaladı. Geriye kalan dakikalarda baskıyı da kurduk ancak o galibiyet golü bir türlü gelmedi. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, bir dakika bile olsun oyunu çirkinleştirmeden mücadele eden futbolcu kardeşlerimizin ve onları bu şekilde yetiştiren hocalarının Galatasaraylılık duruşuna yakışır şekilde davranmaları bizleri onurlandırdı. Galibiyetten de önemli olan bu duruş, Galatasaray’ımızın geleceğinin emin ellerde olduğunun adeta bir ispatıdır.
     Maç sonunda takımımızı İstanbul’a dönüş yolculuğunda yine hakettikleri şekilde uğurladık. Geleceği parlak kardeşlerimizin bundan sonraki maçlarımızda da Parçalı formamızı hakettiği şekilde taşıyacaklarından şüphemiz yok. Ümidimiz, önümüzdeki yıllarda onları Ali Sami Yen’de A takım formasıyla görmek.
     Bizlere gelirsek, Armayla bir sonraki buluşma vaktimiz gelene kadar beklemedeyiz. Kim bilir belki Sami Yen’de, belki Eskişehir’de…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder